19 Kasım 2013 Salı

Çanakkale Geyikli Bozcaada Turu

Ramazan bayramı tatilini değerlendirmek amacıyla yaptığımız Çanakkale-Geyikli-Bozcaada turu ile karşınızdayız. Blogumuzun ikinci tur hikayesi olmasına rağmen bir önceki yazımızda anlattığım Keşan yolculuğumuzdan daha önce yapılmış bir turdu. Daha önce çadırda kalmamış bir çift olarak, aslında amacımız Keşan'da oluşabilecek muhtemel eksikliklerimizi görmekti. Sabah saatlerinde solda görmüş olduğunuz bisikletlerimizi hazırlayıp, yükleyip yola çıktık...



Toplamda 130 km süren yolculuğumuza Kepez istikameti ile başladık, sıcak bir gündü ve rüzgar şiddetli bir şekilde arkamızdan destekçimizdi...






İntepe ve sonrasında rampaları geçtikten sonra Bozcaada dönüşüne yaklaşmaya başlamıştık. Daha önce gitmediğimiz bir yol olduğundan Geyikli'ye kadar bizim için heyecanlı bir yol olacaktı....




Bozcaada kavşağından sağa doğru döndükten sonra Taştepe, Pınarbaşı köylerine doğru yol alıyorduk. Yeşil rengin hakimi olduğu yolculuğumuz son derece iyiydi. Pınarbaşı köyüne yaklaşırken geçeceğimiz köprüde durup fotoğraf molası verdik...


Hemen alttaki fotoğrafı çekmek için epeyce uğraş verdik, otomatik zamanlamayı açıp koşmam gerekiyordu ve yol son derece işlekti. Bizim sol tarafımızda yer alan viraj dolayısıyla gelen araçları göremiyordum, zamanlayıcıyı açıp karşıya koşmak istediğimde araçlar geçiyor, fotoğrafımızı çekemiyorduk. Sonunda başardık ve Pınarbaşı köprüsündeki fotoğrafımızı çektik...




Pınarbaşı köy meydanında soğuk birşeyler içmek için mola verdik, hayatımda içtiğim belki de en lezzetli ayranı Pınarbaşı köyündeki kahvehanede içtim diyebilirim. Sırf o ayranı içmek için bile o yol tekrar gidilir :)
Pınarbaşı'nı geçtikten sonra Mahmudiye - Geyikli tarafına giden normal araç yolunun aksine biz Mahmudiye'ye gelmeden Mecidiye tarafına döndük. Hem yolumuz biraz daha kısalacaktı, hem de Geyikli'nin içine girmiş olacaktık. Kamp için yiyecek ve içecek alışverişini Geyikli'den yapmak istedik. 



Geyikliye Ezine'den gezmeye gelen bu tatlı çocukların "Hello" diye bağırışları arasında giriş yaptık :) Aslında birçok bisiklet severin hiçde yabancı olmadığı bu durum aslında ülkemizde bisiklet kullanımının istenilen düzeyde olmadığının da bir göstergesiydi. Böyle kask, gözlük takıp, arkaya çadırları yükleyen insanlar kesinlike yabancı olur şeklindeki algının önümüzdeki yıllarda azalacağını umuyorum...



Geyikli'den alışverişimizi yaptıktan sonra feribot iskelesine doğru ilerliyoruz...Bu mevsimde Geyikli'de en zor bulunan şey ekmek :) Evet bildiğimiz ekmek. Bozcaada da ekmek sıkıntısı çekildiğinden, bu aylarda Geyikli bölgesinde ekmek talebi karşılanmıyor, yaklaşık 1-1,5 saat ekmek sırası bekledikten sonra feribot iskelesine doğru devam ettik yolumuza. Sağlı sollu gördüğünüz araçlar feribot sırası değil, plaja çevre bölgelerden gelen vatandaşların park halindeki araçları...






Geyikli iskelesine gelip de hatıra fotoğrafı çektirmemek olmazdı :)




Bozcaada feribotu yanaşıyordu, artık akşamüstü olmuş, deniz güneş ve eşsiz Bozcaada manzarası ayrı bir güzellik kazanmaya başlamıştı...





Feribottan indikten sonra Bozcaada içinde kısa bir mola verip kamp alanımıza doğru yola devam ettik...




Gideceğimiz yer Ada Camping olduğundan sağa döndük :)



Sonunda Ada Camping'e ulaştık, hemen çadırımızı kurduk, hemen dediğime bakmayın bu aslında ilk çadır kuruşumuzdu, pardon ikinci, ilkini evimizin salonunda kurmuştuk :)


Bizim çadır havluların altındaki Husky :)


Bozcaada Ada Camping gerçekten çok güzel ve istediğiniz herşeyi bulabileceğiniz bir tesis. İsterseniz kendi çadırınızda, isterseniz kendilerine ait çadırda kalabiliyorsunuz. Bunun dışında bungalow seçeneği de var kendilerinde. Sıcak su ve çadırlara elektrik hizmetleri de iyi seviyedeydi. Yemek fiyatları biraz pahalı sayılsada, Bozcaada merkeze bisikletle 15-20 dakikada gidip daha uygun fiyatlarla yemek bulma imkanınız var. Biz Geyikli'den alışverişimizi yapıp geldiğimiz için, yemek konusunda rahattık. Ama Geyikli'de 1-1,5 saat beklediğimiz ekmeğin, Ada Campingde satıldığını görmek bizim için sürpriz oldu :)


Kamp alanına girer girmez patlayan lastiklerimiz sabaha kalmıştı, yola çıkmadan önce tamir-bakım saatiydi...


Ada Camping'de oldukça rahat ettik ve öğle saatlerine doğru buradan ayrıldık. Bozcaada'ya yolunuz düşerse eğer, bisikletinizle gelip rahatça kalabileceğiniz bir yer olduğu kesin. Fiyat olarak 2013 yaz mevsimi için, kendi çadırınızla geceliği 15 TL, onların çadırını kullanırsanız 25 TL idi. Fiyata duş ve elektrik dahil, yiyecek içecek ekstra fiyatlandırılıyordu. Mevki olarak da Ayazma plajına 3-4 dakika mesafede yer alıyor.


Dönüş yolunda aynı tabelada yine bir fotoğraf molası veriyoruz...


Bu şeker korkulukların ise bizim için ayrı bir anısı var, hemen bir alt fotoğrafta tam 1 yıl öncesinde aynı tarihlerde çektiğimiz fotoğraftan sonra, bu yıl oldukça bakımlı olduklarını görüyoruz. Bunun sebebi sanırım hemen yanlarına koydukları bahşiş kutusundan sonra köşeyi dönmüş olmalarıydı  :)












14 feribotuna yetişiyoruz ve Geyikli'ye doğru yolculuğumuz başlıyor. Bizim için zor bir gün olacağı kesin, çünkü rüzgar çok şiddetli ve yüzümüze doğru esecekti dönüşte.


Gelirken uğramadığımız Mahmudiye'ye dönerken uğruyoruz...


Pınarbaşı köyündeki mükemmel ayranın yapıldığı köy kahvesi burası işte...



Taştepe'yi de geçtikten sonra Çanakkale Ezine karayoluna çıkarak, İntepe - Güzelyalı - Dardanos yolundan evimize geliyoruz. Bozcaada aslında bir günlük bir gezinin aksine, heryerini gezip görkmek için en az 4-5 gün süreli kamp yapılması gereken güzellikte bir yer. Bizim amacımız yazının başında da belirtmiş olduğum, kamp tecrübesini yaşayıp eksikliklerimizi görebilmekdi. Önümüzdeki yıl yaz aylarında mutlak ve mutlak daha uzun süreli bir tur ile tekrar Bozcaada'yı gezmeyi planlıyoruz. Daha önce buraya 4 günlük kamplı tur yapan, İDA Bisiklet Grubu ile ortak bir tur yapmak ayrı bir keyif verecektir bizlere...




2 yorum:

  1. keyıfle okudum...tura motıve oldum ..yola devam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir dahakini birlikte yaparız belki kısmet :)

      Sil