21 Kasım 2013 Perşembe

Çanakkale Gelibolu Ece Limanı Turu

27 Mayıs 2013 sabahı Çanakkale iskelesinde toplanarak yola çıktık. Rotamız belliydi Eceabat,Gelibolu,Fındıklı Köyü ve sonrasında Ece Limanına ulaşıp, dönüş yolunda Büyük Anafarta,Anzac Koyu,Eceabat istikametinde ilerleyecektik. Gün güzel, hava güneşli, ekip eğlenceliydi. Toplamda 145 km civarında süren turumuz bol rüzgarlı, bol aksiyonlu ve bir o kadar da maceralıydı... 


Eceabata feribotla geçtikten sonra haritada kırmızı işaretli yöne doğru pedal basmaya başladık, yolumuz biraz uzundu, bu nedenle tempolu bir şekilde Gelibolu'ya kadar sürüp, ordan içeri döndükten sonraki kısımda biraz daha zaman kazanmak istedik.


Eğlenceli bir tur olacağı daha feribot iskelesinde belliydi. Bütün yüzler gülüyordu...



Çanakkale ve çevresinde bitmek bilmeyen yol çalışmaları nedeniyle karayolları gidiş yolunu komple bize ayırmıştı. Bizde hakkını vererek salına salına ilerledik bomboş yolda...


Ferdinin akmıyo dediği Merida'sı ile Saner'in çatırdağan Bianchi'si yan yana kardeş kardeş ilerliyor...




Nihayetinde ilk durağımız olan Gelibolu'ya giriyoruz, burada birşeyler içip, alışverişimizi yaptıktan sonra tekrar Çanakkale yönüne doğru dönüp, Gelibolu'nun girişinden Fındıklı köyü'ne doğru dönüyoruz...





O günkü turumuzun başkanı Tuğba son derece ciddi şekilde bisikletini sürüyor :)



Boğaz'dan yavaş yavaş uzaklaşırken bir hatıra fotoğrafı çekiyoruz, bisikletini tutmayan tek kişi olan ben, makinaya basıp koşuyorum yerime :)



Turumuzun ilk meyvelerini yavaş yavaş almaya başlıyoruz, yolumuzu sağlı sollu saran bu kirazlar gerçekten çok lezzetliydi...




İşi fazla abartmadan kirazlarla vedalaşıyoruz...



Ulaştığımız ilk köyde su ve ihtiyaç molası verip yolumuza devam ediyoruz...


Bulduğumuz bi ağaç gölgesi ve çeşme başında sabahtan beri sırtımızda taşıdığımız sucuklarımızı mideye indirmek için yemek molası veriyoruz, Ferdi ateşi yakmaya çalışıyor...


Sucuklar yavaştan yavaştan pişiyor...



Yemek yedikten sonra yolumuza devam ediyoruz, sonraki ilk durağımız Karainebeyli köyünde oluyor. Eski bir köy olan Karainebeyli'nin kahvesi de oldukça tarihi bir bina.





Kapıda yazan Osmanlıca yazının tercümesin aynı binanın sol tarafında Türkçe olarak yazılmış...



Karainebeyli köyünden sonra, Beşyol'a kadar pedal basıp, buradan Ece Limanı yönüne dönerek yaklaşık 5km. kadar da sahil yönünde ilerliyoruz. Ece limanının girişinde güzel bir fotoğraf çekiyoruz, bu sefere bisikletimi tutuyorum ama yine koşan benim :)


Ecelimanı gerçekten gidilmesi ve görülmesi gereken bir yer, Beşyolda yaşayan köylülerin birçoğunun geçim kaynağı da burası. Birkaç balıkçı kulübesi ve teknelerin dışında herhangi birşey bulunmayan bir yer olmasına rağmen bizim için büyük bir önemi vardır Ece Limanı'nın. Çünkü asıl mecaralı yolculuğumuz buradan sonra başladı. Beşyol'dan geldiğimiz 5kmyi, aynı yolu gitmeyelim diyerek tercih etmiyoruz. Ecelimanı'nın sonunda görünen patikanın nereye çıktığını sorduğumuz amca, o yolun bir yere çıkmadığını ormana gittiğini söylüyor. Telefonlarımızdan baktığımız GPS de bize o yolu göstermiyor. Biz yine de oradan gitmeye karar veriyoruz. Önceden belirlediğimiz parkurumuz buradan sonra belirsiz bir hal alıyor, oldukça dik olan patikayı tırmanmaya başlıyoruz, Tuğba havanın kararmaya başlaması ile  burada kalacağız diye korkmaya da başlıyor, biz Tuğba'yı rahatlatmaya çalışırken, Levent abi parkuru belirlemenin verdiği sorumluluk ve yolun nereye çıkacağının belirsizliği ile önden önden gidip yolun nereye çıktığını öğrenme telaşında. Uzun bir belirsizliğin ardından ilerde bir yerde bayrağımızın dalgalandığını görüp vatan topraklarına ulaştığımızı düşünüyoruz. Bu kısımdan sonra yolu bulmanın verdiği rahatlama ile biraz daha tempolu sürmeye başlıyoruz...



Anzac koyunun muhteşem günbatımına, geç de olsa yetişiyoruz. Burada hem güzel manzarayı izleyip hem de biraz dinlendikten sonra, Eceabat'a devam ediyoruz...


Tuğba bildiği bir yere gelmenin mutluluğu ile gülmeye başlıyor, işi abartarak fotoğraf bile çektiriyor :)



Oldukça eğlenceli, maceralı ve tekrarlanması gereken bir tur olarak, yazıyı yazdığım tarih itibariyle yaklaşık 5 ay geçmiş olmasına rağmen, her anıyla hafızalarımızda yer ediyor Gelibolu yarım adası turu. 


10 yorum:

  1. TELEFİSİ OLUR MU KATILAMAMANIN BİLEMİYORUM.YİNE KEYİFLE...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen önce Cuma turlarına gelmeye başlada daha çok tur yaparız abi seninle :)

      Sil
  2. Erhan kardeşim Blog sayfası mükemmel olmuş.Emeklerine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muammer abicim senin beğenmen beni ayrıca mutlu etti. Teşekkür ederim

      Sil
  3. süper fotoğraflar, anlatımın akıcı, yine isteriz böyle turlar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rehberimiz sensin Levent abi, ne zaman istersen...

      Sil
  4. Güzel sayfa hazırlamışsınız tebrikler, fotografların hepsi çok güzel, yazdıklarınızıda ilgiyle okudum. devamını beklyorum

    YanıtlaSil
  5. Erhan, tur boyunca köpeklerin tacizini ne çabuk unuttun :) 2 küçùk köpeğin grubu dağıttını ömrüm boyunca unutmam, aklıma geldikçe gülüyorum......

    YanıtlaSil